26 Şubat 2013 Salı

Kozmetikte Paraben efsanesi ve koruyucusuz cilt bakım ürünleri

Kozmetikte Paraben efsanesi ve koruyucusuz cilt bakım ürünleri


Cilt bakımı belki insanlık kadar eski bir ihtiyaç. Mevsimin değişimi, farklı hava şartları, insan hayatının akışına bağlı değişiklikler cildimizin etkilenmesine ve sonuçta bakıma ihtiyaç duymasına sebep olur.

İnsanlar çok eski yıllardan bu yana ,  ciltlerini güzelleştirmek, cilt sorunlarına çözüm üretmek ya da en azından rahatlatmak için bir çok ürünler kullanmışlardır. Çok eski tarihi belgelerde dahi , insanların ciltlerine bal, süt, bazı doğal bitki özleri, bitkisel yağlar, çiçek lapaları uyguladıkları yazılıdır.

Bazı kültürlerde ise güzel ve bakımlı görünmek özellikle kadınlar için bir gelenek, hatta zorunluluk olarak  bir takım maddeleri kullanmak mecburiyetini doğurmuştur. Japon geyşa kültürü , Japon kadınlarının yıllar boyunca, kurşun içerikli maddeleri kullanmasına sebep olmuştur. Japon ekonomisinin ve kültürünün gelişmesi  sonucunda , bu zararlı maddelerle mücadele için  dünyanın en titiz ve ağır koşullara sahip kozmetik yasaları bu ülkede uygulanmaya başlamıştır.

Cilt bakımı kadar Saç Bakımı da insan hayatında önemli bir yer tutmakta. Herkes en azından saç temizliği için sabun ya da şampuan ,,, ama mutlaka bir ürün kullanmakta.  Kadınların büyük çoğunluğu ve bir kısım erkekler de saç boyaları kullanmakta .

Koruyucu maddeler nerelerde kullanılmakta


Dermokozmetik, kozmetik, saç ve cilt bakım ürünlerinde, makyaj malzemelerinde kimyasal maddeler elbette kullanılmakta. Son yıllarda  özellikle  koruyucu olarak kullanılan parabenler'le ilgili bazı şehir efsaneleri üremekte. Hatta bazen traji-komik korkular, paranoyalar oluşmakta.   Yakın zamanda bir eczacı olarak bana danışan bir bayanın, "yıllardır kullandığım şampuanın içinde sodyum varmış, şok oldum " demesi bende biraz da ayıba kaçan bir kahkaha fırtınasına sebep oldu. Yemeğine Sodyum Klorür ( yemek tuzu ) katan insanoğlu şampuanında sodyum çıkınca böyle oluyor işte.

Bir başka kişi ise  İçinde Sodyum Lauryl Sulphat bulunan şampuanların kanserojen olduğunu , o nedenle filanca marka bir şampuan aradığını söyledi. Temin ettik getirdik , şaka gibi  : içeriğinde Na2 Lauryl Sülfat var. Yani Disodyum Lauryl Sülfat .

Tüm bu komik olaylar bir yana. Özellikle Etil Paraben , Metil paraben, Heptil Paraben, Bütil Paraben , Propil Paraben gibi koruyucu maddeler hem kozmetik sektöründe, hem gıda sekteründe hem de , ilaç sektöründe kullanılmaktadır.

Hazır gıda, konserve, salamura gıdalar içerisinde koruyucu madde ve emülgatörlerin  kullanılması zorunludur. Örneğin bir çok gargara ve ağız bakımı ürünü içerisinde  parabenler bulunmakta. Ya da salamura edilmiş zeytinlerde paraben kullanılmakta. Bazı paraben çeşitleri ise doğada bazı bitkilerde doğal olarak bulunmakta.  Örneğin yaban mersininde Metil Paraben bulunmakta. Ama nedense bir kısım kişiler bu maddeler cilt ya da saç bakım ürünlerine girince adeta kıyameti kopartmakta.

Bu maddelerin yüksek dozlarda bazı zararları olduğu düşünülmekte. Ancak henüz kesin olarak ıspatlanmış hiç bir bilgi yok. Meme kanserlerindeki artışın deodorant ve koltuk altına , ya da göğüslere uygulanan cilt ürünleri nedeni ile oluştuğunu iddia edenler olsa da , bu konuda yapılan bilimsel araştırmalar anlamlı bir ilişkiyi ortaya çıkaramamıştır.  Buna rağmen halkta oluşturulan bu tepkiler nedeni ile bazı firmalar, ürünlerinden parabenleri çıkartmak zorunda kalmışlardır. Bunlar yerine başka maddeler kullanılmaya başlandı  ve bakalım bu yeni maddelerle ilgili neler çıkacak...

Koruyucu kullanılmasa ne olur?


Ancak tam aksine bu koruyucular kullanılmadığı takdirde neler olur???  Bu koruyucular ne işe yarıyorlar?.
Koruyucu maddelerin en önemli görevi,  formülünde yer aldıkları ürün içerisinde mikroorganizma üremesine engel olmak. Yani bakteri ,küf ve mantar üremesini engellemek. Bu şekilde mikrobik tehlikeleri, bozulmayı ve aflotoksin gibi kesin kanserojen maddelerin oluşmasını önlemek.

Örneğin eskiden bu tip maddeler kullanılmazken, sabun , şampuan gibi ürünlerde Pseudomonas türü bakteriler üremesi ve bu ürünleri kullananlarda oluşan göz enfeksiyonları sonucu bir çok kişi kör olmuştur.

Sonuç :

Pareben ya da başka kimyasal koruyucular gerekli olduğunda ve gerekli dozlarda kullanılmak zorundadır. Bu tip ürünlerin kullanılmaması bazen, daha büyük sorunlara sebep olabilir. Hiç koruyucu içermeyen cilt-saç ürünleri üretilemez . Üretilse de saklanamaz.

%50 si sigara tüketen, %80 i fast food  gıdalara bayılan, formülü halen gizli olduğu halde , milyar litre kola tüketen, nasıl hangi şartlarda ve içeriğine neler katıldığını sorgulamadan, salam , sosis, Alkollü içeçecekler tüketen bir toplumun belki de en son sorgulaması gereken şeyi bu kadar ön plana çıkartanların , "doğal ürün sahtekarları" olduğunu düşünmekteyim.

Aloe Vera  şurubu , kapsülü, suyu  sonra  Lahana özü, sonra Çemen otu, bibber özü, Aman Clavis Panax bütün damarları açar. Şeker hastalığına doğal çözüm. Şunu cildine sür harika olur. Salyangozdan krem yaptık al bacım sende sür daha nicesi hemen hemen hep aynı kişilerce  pazarlandı durdu.

Yine de ambalaj sektöründe yaşanan gelişmelere paralel olarak, ürünlerin hava ve dış etkenlerle temasının ortadan kaldırılması sayesinde, koruyucu oranı çok düşük, ya da daha doğal koruyucular ile stabil olabilen ürünler de üretilmekte. Örneğin Nuxe Ürünleri, ve Avene ürünleri, Babe Pediatrik ürünleri, Seaderm ürünleri,
Clinerience Saç Boyaları, Phyto Saç Ürünleri bu ürünlerden sayılabilir. Tüm bu ürünlere www.dermomarket.com sitesinden ulaşabilirsiniz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder